[FONT=arial,verdana,tahoma]İlkokul yılları uyumlu geçen bir ******n ergenlikle birlikte tepkilerinde ve davranışlarında beliren değişmeler pek çok ana-babayı hazırlıksız yakalar ve şaşırtır. Çünkü ana-babalar çocuk büyüdükçe daha uslanır, daha az sorun çıkarır sanırlar. Her şeyin yoluna girdiğini sandıkları bir dönemde birden ortaya çıkan huysuzluklara, tedirginliklere ve nedensiz öfke patlamalarına bir türlü anlam veremezler. Eve dilediği gibi girip çıkan, hiç bir şeyi beğenmeyen, en ılımlı uyarılara sert karşılıklar veren genç karşısında soğukkanlı kalamazlar. Çünkü gençteki değişmeyi ergenlik çağına bağlamak istemezler. Ana-babalar bu yüzden çocuklarını problemli görmeye başlarlar.
Halbuki bu dönemde gençlerin gösterdiği tutarsız davranışlar gelişim psikologlarınca bir hastalık olarak değil, olağan bir bunalım olarak değerlendirilmektedir.
Gençlerin yaşadıkları bu bunalım kendi benliğini, kişiliğini ve kimliğini bulma bunalımıdır. Genç, yeni savunma yolları geliştirmekte, özgür denemeler yapmakta, iç ve dış baskıların üstesinden gelmeye çalışmaktadır.
Genç kendi kendini yeniden keşfetmenin, kabuk değiştirmenin sancılarını çekmektedir. Çünkü başkalarından farklı olmak kolay değildir. Özgür ve bağımsız olmayı istemek kolay, ancak bağımsızlığını nasıl kullanacağını bilmek güçtür.
Bu yüzden genç ana-babasına baş kaldırarak, "Ben sizin tıpkınız olmak istemiyorum. Kendime has benliğimin, kişiliğimin ve kimliğimin olmasını istiyorum." mesajını vermektedir.
Bu mesajı anlamak istemeyen ana-babalar bir türlü çocuklarının büyüdüğünü kabullenmek istemezler.
Tüm bunlarla birlikte ana-babasının kendini sürekli çocuk yerine koymasından, baskıcı ve katı tutumları ile anlayışsızlıkları ve hoşgörüsüzlüklerinden bıkan genç, kendini adam yerine koyduğu, sözünün dinlendiği, ona anlayışlı ve hoşgörülü davranılan bir ortam aramaya başlar.
Terör örgütleri, gencin bu kritik dönemde gösterdiği ruh haletinden yararlanmak için beklentilerine cevap verecek ortamları en iyi şekilde hazırlamaktadırlar.
Terör örgütleri gençleri kazanmada yüz yüze propaganda metotlarını kullanmaktadırlar. Yapılan propagandalardan etkilenen genç, kendini kanıtlamanın en kolay ve en tehlikeli yoluna girerek kendi gibi öfkeli ve beklemeye tahammülü olmayan gençlerle yasa dışı örgütlerde yazgısını birleştirmiş olur.
TERÖR 'e KARŞI NE YAPMALIYIZ ?
Ülkemizde faaliyet yürüten sağ, sol ve bölücü terör örgütlerini analiz ettiğimizde görüyoruz ki, kuruluş ve örgütlenme ile eleman kazanma aşamaları kitapla, gazeteyle ve dergiyle başlıyor ve silahlı eylemlere kadar devam ediyor.
Bilindiği gibi terör örgütlerini ayakta tutan belirli unsurlar vardır. Bunlar; ideoloji, iç ve dış destek, para ve elemandır. Fakat bir örgütün kurulabilmesi için her şeyden öte bir ideolojinin olması gerekmektedir. Bu komünist, faşist, etnik ya da dini bir ideoloji olabilir. Bundan dolayıdır ki, ülkemizde faaliyet yürüten terör örgütleri ilk etapta ideolojilerini geliştirebilmek ve örgütlerine taraftar bulabilmek için işe kitapla, gazeteyle ve dergiyle başlamaktadırlar.
Bu bağlamda verilen mücadeleler neticesinde bir terör örgütünün iç ve dış desteği kesilebilir, para kaynakları ile elemanları yok edilebilir, fakat ideolojik anlamda bir örgüt bitirilemediği müddetçe tamamen ortadan kaldırılmış sayılmamalıdır.[/FONT]
Halbuki bu dönemde gençlerin gösterdiği tutarsız davranışlar gelişim psikologlarınca bir hastalık olarak değil, olağan bir bunalım olarak değerlendirilmektedir.
Gençlerin yaşadıkları bu bunalım kendi benliğini, kişiliğini ve kimliğini bulma bunalımıdır. Genç, yeni savunma yolları geliştirmekte, özgür denemeler yapmakta, iç ve dış baskıların üstesinden gelmeye çalışmaktadır.
Genç kendi kendini yeniden keşfetmenin, kabuk değiştirmenin sancılarını çekmektedir. Çünkü başkalarından farklı olmak kolay değildir. Özgür ve bağımsız olmayı istemek kolay, ancak bağımsızlığını nasıl kullanacağını bilmek güçtür.
Bu yüzden genç ana-babasına baş kaldırarak, "Ben sizin tıpkınız olmak istemiyorum. Kendime has benliğimin, kişiliğimin ve kimliğimin olmasını istiyorum." mesajını vermektedir.
Bu mesajı anlamak istemeyen ana-babalar bir türlü çocuklarının büyüdüğünü kabullenmek istemezler.
Tüm bunlarla birlikte ana-babasının kendini sürekli çocuk yerine koymasından, baskıcı ve katı tutumları ile anlayışsızlıkları ve hoşgörüsüzlüklerinden bıkan genç, kendini adam yerine koyduğu, sözünün dinlendiği, ona anlayışlı ve hoşgörülü davranılan bir ortam aramaya başlar.
Terör örgütleri, gencin bu kritik dönemde gösterdiği ruh haletinden yararlanmak için beklentilerine cevap verecek ortamları en iyi şekilde hazırlamaktadırlar.
Terör örgütleri gençleri kazanmada yüz yüze propaganda metotlarını kullanmaktadırlar. Yapılan propagandalardan etkilenen genç, kendini kanıtlamanın en kolay ve en tehlikeli yoluna girerek kendi gibi öfkeli ve beklemeye tahammülü olmayan gençlerle yasa dışı örgütlerde yazgısını birleştirmiş olur.
TERÖR 'e KARŞI NE YAPMALIYIZ ?
Ülkemizde faaliyet yürüten sağ, sol ve bölücü terör örgütlerini analiz ettiğimizde görüyoruz ki, kuruluş ve örgütlenme ile eleman kazanma aşamaları kitapla, gazeteyle ve dergiyle başlıyor ve silahlı eylemlere kadar devam ediyor.
Bilindiği gibi terör örgütlerini ayakta tutan belirli unsurlar vardır. Bunlar; ideoloji, iç ve dış destek, para ve elemandır. Fakat bir örgütün kurulabilmesi için her şeyden öte bir ideolojinin olması gerekmektedir. Bu komünist, faşist, etnik ya da dini bir ideoloji olabilir. Bundan dolayıdır ki, ülkemizde faaliyet yürüten terör örgütleri ilk etapta ideolojilerini geliştirebilmek ve örgütlerine taraftar bulabilmek için işe kitapla, gazeteyle ve dergiyle başlamaktadırlar.
Bu bağlamda verilen mücadeleler neticesinde bir terör örgütünün iç ve dış desteği kesilebilir, para kaynakları ile elemanları yok edilebilir, fakat ideolojik anlamda bir örgüt bitirilemediği müddetçe tamamen ortadan kaldırılmış sayılmamalıdır.[/FONT]