Camiler… huşu,huzur,sükunet dolu mekanlar. Gürültülü,korku dolu sokaklara inat; güvenli,sessiz yerler. Kulun rabbiyle başbaşa kaldığı,fani dünyayı elinin tersiyle itip attığı, rükunun zarafeti ve secdenin sıcaklığıyla dolan mabetler…
Büyük,tarihi,şatafatlı olması gerekmez illa. Unutulmuş,küçük bir kenar mahallesinde,yaşlı tonton amcaların avlusunda sohbete daldığı, top oynamış terli çocukların, koşa koşa gelip çeşmelerinden kana kana su içtiği, kapıları rahmet-i Rahman’a açılan gül bahçeleri.
Seviyoruz sizleri ey camiler! Mübarek mekanlar, seviyoruz sizleri.Mihrabı,minareyi, ezanı; ramazan akşamlarında teravihi; bayram sabahlarında avlusunda kucaklaşmayı ve son ziyareti; musalla taşındaki bir namazlık saltanatı seviyoruz. Bas bağrına bizi de, ezan okundu, geliyoruz.
Büyük,tarihi,şatafatlı olması gerekmez illa. Unutulmuş,küçük bir kenar mahallesinde,yaşlı tonton amcaların avlusunda sohbete daldığı, top oynamış terli çocukların, koşa koşa gelip çeşmelerinden kana kana su içtiği, kapıları rahmet-i Rahman’a açılan gül bahçeleri.
Seviyoruz sizleri ey camiler! Mübarek mekanlar, seviyoruz sizleri.Mihrabı,minareyi, ezanı; ramazan akşamlarında teravihi; bayram sabahlarında avlusunda kucaklaşmayı ve son ziyareti; musalla taşındaki bir namazlık saltanatı seviyoruz. Bas bağrına bizi de, ezan okundu, geliyoruz.