Eski Türkler ateşe tapmıyorlardı, ancak her bir ocağın ve ateşin ayrı bir sahibi ve koruyucu Tini (ruhu) vardı. Ulu Ateş (Uluğ- Od) önemli haberler ile kurbanı göğe ileten önemli bir araç oluyordu. Ulu Ateş kutsal doğu'da yakılıyordu, İkram ise batıda Küçük Ateş'de (Kiçik Od) pişiriliyordu....
Bütün insanların kullanmaları için, gökten gelen ateşi ise, sonradan kamlar (şamanlar) yolu ile elde edilmiş imiş. Göktürk türeyiş efsanesinde de görüldüğü gibi, ''aile ateşi, aile için, aile atası tarafından keşfedilmişti''.
Yine Tanrı da, ''ateşi ocak, yani sacağı ile birlikte göndermişti''. Bundan dolayı, ''aile ocağı''nın büyük bir önemi vardı. Anadolu'da bu inanış devam etmektedir.
''Ata ocağı, baba ocağı'' gibi sözlerimiz de bu çok eski inanışlarımızın bu güne gelen izleridir....
''Ocak ve yuva'', ata ve baba ocaklarına dayanmakla, değerleniyordu.
''Ocağın devamı''da, ayrı bir önem taşıyordu. ''Ocağın sönmesi'', ailenin bitmesi demektir. Anadolu'da, ''ya evlad bir, ya ocak kör'' atasözünde, ''bir evladın yok ise, o zaman ocağın kör'', denmek isteniyordu. ''Odsuz, ocaksız'' sözleri de, hem yoksulluğu ve hem de, yuvasız ve ailesiz olmayı anlatan atasözleriydi...
Prof.Dr. Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, II.Cilt.s.495 v.d.
Bütün insanların kullanmaları için, gökten gelen ateşi ise, sonradan kamlar (şamanlar) yolu ile elde edilmiş imiş. Göktürk türeyiş efsanesinde de görüldüğü gibi, ''aile ateşi, aile için, aile atası tarafından keşfedilmişti''.
Yine Tanrı da, ''ateşi ocak, yani sacağı ile birlikte göndermişti''. Bundan dolayı, ''aile ocağı''nın büyük bir önemi vardı. Anadolu'da bu inanış devam etmektedir.
''Ata ocağı, baba ocağı'' gibi sözlerimiz de bu çok eski inanışlarımızın bu güne gelen izleridir....
''Ocak ve yuva'', ata ve baba ocaklarına dayanmakla, değerleniyordu.
''Ocağın devamı''da, ayrı bir önem taşıyordu. ''Ocağın sönmesi'', ailenin bitmesi demektir. Anadolu'da, ''ya evlad bir, ya ocak kör'' atasözünde, ''bir evladın yok ise, o zaman ocağın kör'', denmek isteniyordu. ''Odsuz, ocaksız'' sözleri de, hem yoksulluğu ve hem de, yuvasız ve ailesiz olmayı anlatan atasözleriydi...
Prof.Dr. Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, II.Cilt.s.495 v.d.