İslam Düşmanları Siyonizm

Neo4

Üye
3 May 2013
73
0
https://www.facebook.com/video/video.php?v=131247556899091

Geçersiz gerekçe ve bahanelerle Afganistan'a saldırdılar. Milyonla ölü, yaralı, ülke harap, halk perişan. Asıl gayeleri: O İslam ülkesinde İslamî bir rejim olmasın.

Yine düzmece bahane ve gerekçelerle Irak'a saldırdılar. Milyonla ölü, yaralı, milyonlarca mülteci, ülke üçe bölündü. Kan, ateş, gözyaşı. Yaşasın demokrasi.

Libya'ya savaş ilan ettiler. Sivilleri öldürüyorlar. Amaçları, Kaddafi gitsin, nisbeten iyi bir rejim kurulsun mu? Ne gezer. Orayı da bölmek istiyorlar. Hele, Kaddafi'nin yerine islamî bir düzen gelmesini hiç istemiyorlar.

Suriye'deki Nuseyrî rejimini yıkmak istiyorlar ama yerine Sünnî bir sistem gelmesini istemiyorlar. Gayeleri iç savaş çıksın; Sünnîler, Alevîler, Kürtler, Dürziler birbirine girsin. Suriye bölünsün parçalansın, BOP olsun.

Mısır için en büyük korkuları Müslümanların o ülkeye hakim olmaları.

Filistin ve Filistinliler 1948'den beri kan ağlıyor. Gazze'de bir buçuk milyon Müslüman bin eziyet ve işkence altında açık cezaevi hayatı yaşıyor.

Somali'de İslamî Şeriat mahkemeleri rejimi vardı. Habeşistan'ı oraya saldırttılar. Şimdi on milyon Müslüman açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya. Tarihin en büyük faciası yaşanıyor orada .

Emperyalistler Pakistan'ı da karıştırıp bölmek istiyor.

Türkiye'yi de bölmek istiyorlar.

Emperyalistlerin, sömürgecilerin, Haçlıların, Siyonistlerin gayesi İslam dünyasından güçlü ülke ve devlet olmamasıdır.

İslam dünyasında İslamî rejimler, düzenler, sistemler olmamasıdır.

İslam dünyasının daha da parçalanması, balkanlaşmasıdır.

Müslümanların birbirileriyle savaşmasıdır.

Müslümanlar bu oyunlara geliyor mu?

Hiç gelmez olurlar mı?

Bugün Siyonist ve diğer emperyalistlerin en büyük destekçisi ve işbirlikçisi bazı Müslüman ülkelerdir.

Müslümanlar Siyonizmi ve emperyalizmi trilyonlarca dolarla şu veya bu şekilde desteklemektedir.

İslam dünyasında trilyonlarca dolar var ama bu paraların İslam'a ve Ümmete yararı yok.

Emperyalistler, sömürgeciler ve onların işbirlikçilerinin siyaseti:

Böl, parçala ve hükm et.

Müslümanları birbirinden kopuk, bazısı birbirine düşman fırka, hizip ve gruplara ayır ve birbirleriyle çarpıştır.

Aman Müslümanların başına Şeyh/İmam Şâmil gibi biri geçmesin.

Aman yeni bir Salahaddin Eyyubî zuhur etmesin.

Aman Müslümanlar cihad yapmasın.

Aman Müslümanlar birleşmesin.

Emperyalistler İslam dünyasında tavşana kaç tazıya tut siyasetini uyguluyor.

Bütün İslamî hizip, fırka, grup, cemaat, teşkilatların içi sürüyle casus, ajan, provokatör, Lawrence, yönlendirici doludur.

Müslümanlar birleşmemek konusunda birleşmişlerdir.

İslam dünyasında kokuşma, rüşvet, haram yeme, kara ve kirli para ve malla zenginlik, lüks, israf kol gezmektedir.

Müslümanların bir kısmı açlıktan ölürken, bir kısmı tokluk sancıları içinde kıvranıyor.

Hıyanet hıyanet hıyanet.

Nifak nifak nifak.

Riya riya riya.

Şu Türkiyemize bakınız: Müstehcen neşriyat, fuhuş, zina, ahlaksızlığın ve azgınlığın her türlüsü, **** şehvet gırla gidiyor.

Artık şu İslam diyarında zina suç bile değil.

Bir yanda geçim sıkıntısı çeken milyonlar, öbür yanda lüks, israf ve sefahatin en iğrencine ve âdisine batmış sözde dindarlar.

Teravih namazlarında yarıdan fazlası boş camilerin gölgesinde Ramazan etkinlikleri ve şenlikleri.

Vur patlasın çal oynasın.

Ah o eski Ramazanlar, Şehzadebaşı'nda Direklererası tiyatrolarındaki Kantocu Şamramlar, Peruzlar, Kamelyalar.

Ah komik-i şehîr Kel Hasan nerdesin?

Ramazan açlık ayı, ye babam ye.

Lüks iftar sofrasında ordövrlerin, çorbaların, ön yemeklerin, ana yemeklerin, zeytinyağlı yemeklerin, böreklerin, tatlıların, turşu ve salataların, peynirlerin, dolmaların, dondurmaların, meyvelerin, salataların, zeytinlerin, sucuk ve pastırmaların, humusların, içli köftelerin, çayların, kahvelerin, şerbetlerin yekun sayısı 50'yi geçiyor.

Ye ye ye.

Ramazan açlıkla terbiye ayıdır.

Ye ye ye.

Ramazan'da zenginler aç kalacak ki, fakirlerin halinden anlasın, onları düşünsün.

Ye ye ye.

Bu Ramazan'da Ayasofya yine ve hâlâ ibadete kapalı.

Önemi yok, şimdi yeme zamanıdır.

Ye ye ye.

Altın tozuyla yapılmış bir porsiyon tatlı bin liracıkmış.

Ye ye ye.

Bu düzen kötüdür.

Ye ye ye.

İslam ilerliyor, Müslümanlar kalkınıyor.

Ye ye ye.

Eski mücahidler, yeni müteahhidler yiyin yiyin yiyin.

Bu hân-ı yağma sizin.



Mehmet Şevket EYGİ - 11 Ağustos 2011 Perşembe Mücteba:
İslam'da Yenilik Fitne ve Fesadı

Bütün akıllı ve samimî Müslümanların, Türkiye'de yeni bir İslam türetme plan, çalışma ve girişimlerine karşı çıkması gerekir.

Yeni İslam projesi büyük bir fitne ve fesattır.

Bu işin arka planında Siyonizm, global kapitalizm, emperyalizm, sömürgecilik, Haçlı lobisi vardır.

Yeni İslam hareketi bir nifak hareketidir.

Yeni İslamcılar cihadsız bir İslam istiyor.

Yeni İslamcılar, İslam'ın tek geçerli, makbul, hak din olduğu inancını kırıp, onun yerine üç ibrahimî din vardır bozuk inancını ikame etmek (yerine koymak) istiyor.

Yeni İslamcılar Kur'an hükümlerini, Sünnet öğretilerini ve Şeriatı bozuk ve sapık Feminizm ideolojisine ayarlamak ve uyarlamak istiyor.

Yeni İslamcılar Şeriatsız ve fıkıhsız bir İslam türetmek istiyor.

Yeni İslamcılar Ehl-i Sünneti yıkmak istiyor.

Yeni İslamcılar, gerçek İslam'ın yerine beşerî bir hümanizma ve ideoloji getirmek istiyor.

Yeni İslamcılar, ilahî İslam dinini Avrupa Birliği ve Batı medeniyeti norm ve standartlarına uygun hale getirmek istiyor.

Yeni İslamcılar evrensel İslam dininde reform, değişim, yenilik, tâdilat, tahrifat yapmak istiyor.

Yeni İslamcılar Ehl-i Sünnet imamlarını, ulema ve fukahasını bırakıp Fazlurrahman'ı veya ona benzer yoldan çıkmışları imam yapmak istiyor.

Açıklamaya hacet yoktur ki, bunların hepsi İslam'a, Kur'ana, Sünnete, Şeriata, hikmete aykırı korkunç bid'atlardır.

Müslüman kardeşlerimi elimden geldiği kadar bu konularda uyarmaya çalışıyorum.

Bu vazife öncelikle benim işim değildir.

Memleketimizde ne kadar gerçek ulema, gerçek fukaha, gerçek ziyalı Müslüman varsa bu konuda seferber olup halkı ve bilhassa gençliği uyarmalıdır.

İslam'a ve Ümmet-i Muhammed'e ait dinî meseleler sadece Müslüman alimler, fakihler, münevverler tarafından tartışılmalı ve müzakere edilmelidir.

Bu işe Siyonistler, Haçlılar, İsrail, ABD, AB ve diğer İslam dışı güçler karışmamalıdır.

İslam düşmanlarıyla işbirliği yapan, onların uydusu olan, onların direktifleriyle hareket eden, onlardan teşvik ve destek gören yeni İslamcıları kınıyor ve protesto ediyorum.

Yüce İslam dinini AB ve Feminizm norm ve standartlarına uydurmaya çalışmak bir ihanettir.

İslam'a ters düşen, İslam'a zıt, İslamla uyuşmayan ve bağdaşmayan bütün (evet bütün) mesele ve konularda İslam doğrudur, İslam haklıdır.

Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) haber vermiş olduğu üzere Kur'ana, Sünnete, Allah rızasına uygun İslam Ehl-i Sünnet İslamlığıdır.

Türkiye'de Ehl-i Sünneti yıkmak veya devre dışı bırakmak İslam'ı yıkmak mânasına gelir.

Dinini ve imanını kurtarmak ve korumak isteyenler İslam'da yenilik ve değişim hareketinden uzak dursunlar.



Mehmet Şevket EYGİ - 11 Ağustos 2011 Perşembe Mücteba:
Kadınlar Caminin İçine Erkekler Avlusuna

DİYANET'in emriyle Hacıbayram camiinin içi yatsı ve teravih namazlarında erkeklere kapatılmış, yasaklanmış; Ankara'nın bu tarihî mâbedi (Ramazan'da yatsı vakti) kadınlara tahsis edilmiş.

Yeterli kadın cemaat olmadığı için dışarıdan otobüslerle, minibüslerle kadın cemaat getirilmiş.

Doğrusu çok garip bir durum.

1400 yıllık İslam tarihinde böyle aykırı bir vak'a görülmemiştir.

Ortada çok vahim bir ayırımcılık vardır.

Kadınları erkeklerden üstün görme...

Feminizm...

Böyle bir şey dinimizin ruhuna aykırıdır.

İleride bu konuda uzun bir yazı kaleme almayı düşünüyorum. Bugün, haberi olmayan Müslümanların dikkatlerini çekmek maksadıyla şu birkaç satırı karaladım.

Bendeniz Ankara'da yaşasam ve yatsı/teravih namazı için Hacıbayram camiine gitsem, cami içine sokulmasam, protesto eder ve yakındaki başka bir camiye giderek namaz kılarım.

Eğer kadın cemaat çoksa ki (değildir, dışarıdan taşınmıştır) caminin yarısında erkekler, yarısında kadınlar namaz kılar.

Camiye erkekleri sokmamak çok ama çok garip ve acayip bir iştir.

Neler oluyor?

Bu işlerin sonu nereye varacaktır?



Mehmet Şevket EYGİ - 12 Ağustos 2011 Cuma Mücteba:
Gözünü Nalbanta Tedavi Ettiren Kör Olur

SİZE bir sağlık raporu lazım. Nereden, kimden alacaksınız? Tabiî ki, yetkili bir hastahaneden ve ruhsatlı bir doktordan.

Gözünüzle ilgili bir rahatsızlığınız var. Raporu kimden alacaksınız? Göz doktorundan.

Babanız, oğlunuz ve arkadaşınız doktor olmadığı halde size rapor verse geçerli olur mu? Olmaz. Gülünç olur.

Din konusundaki fetvalar da böyledir.

Bir sorunuz, müşkülünüz, probleminiz mi var, yetkili, ehliyetli, icazetli din, alimlerine, fakihlere, müftülere soracaksınız.

Zamanımızda yeterli ilmi, ehliyeti, liyakati olmayan herkes din konusunda asıp kesiyor.

Bırakın fetvayı, ictihadın bini bir paraya.

Yıllardan beri bazı aykırı ilahiyatçılar İslam dininde teravih namazı yoktur diyor.

Ne gülünç!.. Bugüne kadar milyonlarca gerçek din alimi, gerçek fakih, gerçek müctehid, mürşid-i kâmil var demiş ve Müslümanlar kılmış, şimdi yok olmuş!

Bu gibi iddiaları kimler ortaya atıyor?

Bunların içinde bir tek Ehl-i Sünnet ve Cemaat din alimi ve gerçek müftü yoktur.

Bunlar sahte müftüler, naylon müctehidler, aykırı ilahiyatçılardır.

Az da olsa sağlam din ve ilmihal bilgisine sahip hiçbir Müslüman uyduruk fetvalara, saçma sapan ictihadlara kanmaz, aldanmaz.

Oruç farzdır, teravih sünnettir.

Oruç tutmamak için Şer'î özürler vardır.

Bir de şeytanî özürler.

Şeytanî özürler geçerli değildir.

Bunlar gerçek din alimlerinden, gerçek fakihlerden, gerçek müftülerden öğrenilir.

Bugün öyle sahte müctehidler vardır ki, beş vakit namaz bile kılmıyorlar. Bunlara dinî sorular yöneltmek cinnet olur.

Her Müslümanın başucunda, şayet Hanefî fıkhını hayata uyguluyorsa, (Mesela) Ömer Nasuhi Bilmen'in "Büyük İslam İlmihali"; şayet Şâfiî fıkhını hayata uyguluyorsa o ayarda bir Şâfiî ilmihali bulunmalıdır.

Teravih namazını mı merak ediyor? İlmihalin o bölümünü açacak, okuyacak, öğrenecek, bilgilenecek, aydınlanacaktır.

Bazı Selanikli gazeteler ve tv'ler şu mübarek Ramazan'da Müslümanlarla alay edercesine dini konuları mıncıklıyor ve mıncıklatıyor.

Derin devlet, AB, BOP, Siyonizm, Haçlı emperyalizmi, sömürgeciler ülkemizde yeni bir İslam türetmek istiyor. Bir İslam Protestanlığı.

İrili ufakla yüzlerce kilise... Alabildiğine kopukluk... Alabildiğine tartışma ve çekişme... Alabildiğine fitne ve fesat... Alabildiğine sahte ictihad...

Aman Müslümanlar birlik olmasın.

Hiçbir akıllı, samimî, firasetli Müslüman bu oyunlara gelmemelidir.

Diyanet sadece Hanefî ve Şafiî fıkhına göre fetva vermelidir.

Müslümanlar icazetli ulema ve fukaha tarafından yazılmış muteber, güvenilir, sahih ilmihal ve fıkıh kitaplarına baş vurmalıdır.

Ehl-i Sünnet Müslümanları, Ehl-i Sünnetten çıkmış ve bazısı azılı Ehl-i Sünnet düşmanı olmuş aykırı kişilerin fikir, görüş, fetva ve naylon ictihadlarına kesinlikle yüz vermemelidir.

Din işleri oyuncak değildir.

Yarım doktor candan, yarım alim dinden imandan eder.

Gözü ağrıyan kişi göz doktoru yerine nalbanta giderse kör olur.

Bütün bozuk fetvalar, bütün saçma sapan şeytanî ictihadlar, bütün Selanikî görüşler, bütün ılımlı İslam hezeyanları, bütün üç ibrahimî din safsataları çöpe atılmalıdır.



Mehmet Şevket EYGİ - 12 Ağustos 2011 Cuma Mücteba:
Müstehcen **** ve Şehvet Azgınlıkları

1970'Li yıllarda medyada bu kadar müstehcen yayın, **** ve şehvet yoktu ama o günlerde Müslümanlar o müstehcen yayınları protesto ediyorlardı. Hattâ bu konuda ağır kitaplar yazılıyor, iktidara telgraflar çekiliyor, dilekçeler veriliyordu. Müslümanların gündeminde bu konu vardı.

Bugün 70'li yıllara göre korkunç, iğrenç, rezil bir ****, şehvet, müstehcenlik patlaması var ama çoğunluktaki Müslüman kesim bu konuda bir reaksiyon göstermiyor.

Yine 70'li yıllarda Müslümanların bir Ayasofya hassasiyeti (duyarlılığı) vardı. Şimdi o da yok.

Müslümanlar hassasiyetlerini niçin yitirdiler, niçin kötülüklere ve münkerlere gereği gibi tepki göstermiyorlar?

İslam dininin temel kurallarından biri de iyiliği desteklemek, emr etmek, kötülüğü kösteklemek, yasaklamaktır.

Müslümanlar bu işi üç şekilde yapar:

(1) Emir sahipleri fiilen, (2) Ulema, fukaha, ziyalı Müslümanlar lisan ve kalem ile, (3) Halk tabakası kalben.

**** ve şehvet azgınlıklarını kışkırtan, toplumun ahlakını bozan, bilhassa gençleri dejenere eden müstehcen yayınlar Kur'ana, Sünnete, Şeriata, hikmete, ahlaka aykırıdır. Tarihte nice toplumlar, kavimler, şehirler **** ve şehvet azgınlıkları yüzünden batmışlar, batırılmışlardır. Müslüman halkın bu kötülükle elinden geldiği kadar mücadele etmesi gerekir.

Dinî cemaatler, tarikatlar, vakıflar, dernekler, grup ve topluluklar; İslamî dergiler ve gazeteler; İslamî baskı ve güç grupları yasal sınırlar içinde müstehcen yayınlarla savaşmazlarsa toplumun bozulması kaçınılmaz olur.

Ülkemizde müstehcen yayınlardan bin kere daha korkunç ve yıkıcı bir kötülük vardır. O da genel, yoğun, yaygın kokuşmadır. Futbol şikeleri bunun en son örneğidir.

Müslümanların kokuşma konusunda da çok duyarlı olmaları ve bu kötülüğü protesto etmeleri gerekir.

Sevgili Peygamberimiz haber vermiş, uyarmıştır:
"Bir Müslüman toplum emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmazsa, yani iyiliği emredip kötülüğü yasaklamak için çalışmazsa onun üzerine azab iner."

Müslümanları bu konuda haddim olmayarak uyarıyorum.

(Müstehcen kelimesi: Cinsel bakımından açık saçıklık, edebe ve ahlaka aykırılık; insanların şehvetlerini gayr-i meşru şekilde tahrik eden, bireylerin ve toplumun azmasına sebep olan, bir yığın sosyal kötülüğe ve ahlaksızlığa yol açan resimlerin ve yazıların yayınlanmasıdır. İslam medeniyetinin temellerinden biri iffettir. Bu kavram ve değer Avrupa medeniyetinde çok zayıflamış, hattâ kalmamıştır. İslam'da zina ağır bir günah ve suç iken Avrupa Birliği'nde değildir. Bugün ülkemizde homojen bir halk yaşamamakta, halklar yaşamaktadır. Bunların hepsi müstehcen yayınlar konusunda aynı çizgide değildir.)



Mehmet Şevket EYGİ - 12 Ağustos 2011 Cuma
 
Son düzenleme:
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.