- 23 Eki 2014
- 156
- 0
Türk-Ermeni ilişkileri Türklerin 11. yüzyılda Anadolu'ya göç etmeleriyle başlamış çok eski bir ilişkidir. Bahsedilen Türk göçü sonrası Ermeniler, Türklerin şimdiki adıyla Erzurum, Bitlis ve Van gibi şehirleri de kapsayan Ermeni Krallığı'nda kurdukları devletlerde yaşamış ve başta Osmanlı Devleti ile olmak üzere birçok karşılıklı çatışmaya girilmiştir. Osmanlı Devleti'nin son yıllarındaki parçalanma sürecinde ilişkiler daha da bozulmuş, Ermeniler eski Ermeni Krallığı topraklarında tekrar bağımsız bir Ermeni devleti kurmak istemişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı esnasındaki İttihat ve Terakki iktidarı döneminde Ermeni tebaasına karşı Ermeni Tehciri denilen bir tehcir uygulanmıştır ve bu tehcir esnasında çoğunluğu Ermeniler olmak üzere birçok ölüm meydana gelmiştir. Bu ölümler Ermeni Kırımı adı altında tartışılmaktadır.
1918 yılında imzalanan Brest Litovsk Barış Antlaşması Ermenilerin Kafkaslar'da Demokratik Ermeni Cumhuriyeti adı altında başkenti Erivan olan bağımsız bir devlet kurmalarını sağladı. Kurulan bu devlette Ermeni Krallığında bulunan ve Ermeni nüfüsu yüksek olan Van, Bitlis ve Erzurum gibi şehirleri içermediğinden Türklere karşı bir başka tepki uyandırmıştır.Bu arada Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş ve Anadolu'yu işgal eden dış güçlere karşı Mustafa Kemal'in önderliği altında Kurtuluş Savaşı başlamıştı. Kurtuluş Savaşı'nın Doğu Cephesi kumandanı Kazım Karabekir'in Ermeni kuvvetlerini yenilgiye uğratması sonucu 2 Aralık 1920 tarihinde Demokratik Ermeni Cumhuriyeti ile TBMM arasında Gümrü Antlaşması imzalandı ve böylece Türkiye ile Ermenistan arasındaki savaş sona erdi. Aynı tarihlerde Sovyetler Birliği Ermenistan'ın egemenliğini ele geçirdi. Ermeni Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Sovyetler Birliği'nin parçalanması üzerine 21 Eylül 1991 tarihinde de Ermenistan bağımsızlığını ilan etti.
Türkiye, 16 Aralık 1991'de Ermenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk devletlerden biri oldu. Ancak Ermenistan'ın Azerbaycan'a bağlı Dağlık Karabağ Özerk Oblastı'nı işgal etmesi yüzünden Ermenistan'la Azerbaycan arasında patlak veren savaş Türkiye'yle Ermenistan arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden oldu. 1993 yılında Türkiye Ermenistan'la olan sınır kapılarını insan ve mal trafiğine kapattı. Azerbaycan'la Ermenistan arasındaki savaş Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarının % 20'sini[kaynak belirtilmeli] ele geçirmesinden sonra 1994 yılında yapılan ateşkes anlaşmasıyla sona erdi.
Günümüzdeki ilişkiler
Günümüzde Türkiye'yle Ermenistan arasındaki ilişkiler normalleşme sürecine girmedi. Ermenistan Türkiye'nin 1915 yılında Osmanlı Devleti tarafından gerçekleştirilen Ermeni Tehciri'ni bir soykırım olarak kabul etmesini ve bundan sorumlu olduğunu kabul etmesini talep etmektedir. Türkiye'nin bunları kabul etmemesi ve Ermenistan'ın işgal altında bulundurduğu Azerbaycan topraklarını terk etmemesi iki ülkenin diplomatik ilişkiler kurmasını engellemektedir. Türkiye'nin Azerbaycan'la birlikte Ermenistan'la olan sınırlarını kapatması Ermenistan ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Ermenistan bu sınır trafiğinin yeniden açılmasını talep etmektedir. Fakat Türkiye, Ermenistan'ın işgal altında bulundurduğu Azerbaycan topraklarını terk etmediği sürece sınırı açmayacağını ilan etti.
19 Ocak 2007 tarihinde Ermeni asıllı Türk vatandaşı gazeteci Hrant Dink'in silahlı bir saldırı sonucu öldürülmesi üzüntüyle karşılandı.Cenazeye Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan da katıldı. Ancak bu olumlu hava ilişkilerde bir gelişmeye yol açmadı.
Türk Milleti, diyasporanın ve Ermenistan'ın gerçeklere tamamen aykırı iddialarını ve iftiralarını aslâ kabul etmeyecektir.
Altını çizerek belirtelim ki, Ermeni soykırımı yoktur, Türk Milleti'ne yapılan katliam vardır.
1918 yılında imzalanan Brest Litovsk Barış Antlaşması Ermenilerin Kafkaslar'da Demokratik Ermeni Cumhuriyeti adı altında başkenti Erivan olan bağımsız bir devlet kurmalarını sağladı. Kurulan bu devlette Ermeni Krallığında bulunan ve Ermeni nüfüsu yüksek olan Van, Bitlis ve Erzurum gibi şehirleri içermediğinden Türklere karşı bir başka tepki uyandırmıştır.Bu arada Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş ve Anadolu'yu işgal eden dış güçlere karşı Mustafa Kemal'in önderliği altında Kurtuluş Savaşı başlamıştı. Kurtuluş Savaşı'nın Doğu Cephesi kumandanı Kazım Karabekir'in Ermeni kuvvetlerini yenilgiye uğratması sonucu 2 Aralık 1920 tarihinde Demokratik Ermeni Cumhuriyeti ile TBMM arasında Gümrü Antlaşması imzalandı ve böylece Türkiye ile Ermenistan arasındaki savaş sona erdi. Aynı tarihlerde Sovyetler Birliği Ermenistan'ın egemenliğini ele geçirdi. Ermeni Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Sovyetler Birliği'nin parçalanması üzerine 21 Eylül 1991 tarihinde de Ermenistan bağımsızlığını ilan etti.
Türkiye, 16 Aralık 1991'de Ermenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk devletlerden biri oldu. Ancak Ermenistan'ın Azerbaycan'a bağlı Dağlık Karabağ Özerk Oblastı'nı işgal etmesi yüzünden Ermenistan'la Azerbaycan arasında patlak veren savaş Türkiye'yle Ermenistan arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden oldu. 1993 yılında Türkiye Ermenistan'la olan sınır kapılarını insan ve mal trafiğine kapattı. Azerbaycan'la Ermenistan arasındaki savaş Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarının % 20'sini[kaynak belirtilmeli] ele geçirmesinden sonra 1994 yılında yapılan ateşkes anlaşmasıyla sona erdi.
Günümüzdeki ilişkiler
Günümüzde Türkiye'yle Ermenistan arasındaki ilişkiler normalleşme sürecine girmedi. Ermenistan Türkiye'nin 1915 yılında Osmanlı Devleti tarafından gerçekleştirilen Ermeni Tehciri'ni bir soykırım olarak kabul etmesini ve bundan sorumlu olduğunu kabul etmesini talep etmektedir. Türkiye'nin bunları kabul etmemesi ve Ermenistan'ın işgal altında bulundurduğu Azerbaycan topraklarını terk etmemesi iki ülkenin diplomatik ilişkiler kurmasını engellemektedir. Türkiye'nin Azerbaycan'la birlikte Ermenistan'la olan sınırlarını kapatması Ermenistan ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Ermenistan bu sınır trafiğinin yeniden açılmasını talep etmektedir. Fakat Türkiye, Ermenistan'ın işgal altında bulundurduğu Azerbaycan topraklarını terk etmediği sürece sınırı açmayacağını ilan etti.
19 Ocak 2007 tarihinde Ermeni asıllı Türk vatandaşı gazeteci Hrant Dink'in silahlı bir saldırı sonucu öldürülmesi üzüntüyle karşılandı.Cenazeye Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan da katıldı. Ancak bu olumlu hava ilişkilerde bir gelişmeye yol açmadı.
Türk Milleti, diyasporanın ve Ermenistan'ın gerçeklere tamamen aykırı iddialarını ve iftiralarını aslâ kabul etmeyecektir.
Altını çizerek belirtelim ki, Ermeni soykırımı yoktur, Türk Milleti'ne yapılan katliam vardır.